Kayıtlar

  "The Case For Letting Malibu Burn" by Mike Davis argues that the wildfires in Southern California persist due to a complex web of causes that cannot be easily mitigated or cured. The article points out that land use decisions, urban sprawl, and a culture of fire suppression have made wildfires progressively larger, more frequent, and more destructive. Additionally, climate change has made Southern California's climate more incendiary. The article suggests that the solution to the wildfire problem may require rethinking our relationship with nature and acknowledging the open, developing, and unpredictable system of nature and human relationships.
  The ritual view of nature encourages an attitude of contempt for “mere nature,” of which we are supposedly superior. But the idea of “nature” as an enclosed system, an organism or even an ecosystem, has always been misleading, because it ignores the true source of material wealth, which is the open, developing and unpredictable system of nature and human relationships, including the institutions and cultures that shape our perceptions and experiences of the world. In Southern California, nature, society and economy exist in a condition of relentless and mutually intensifying chaos. Consider the multiple wildfires that have now formed a ring of fire around Los Angeles, closing the 101 freeway and chasing tens of thousands of people from their homes. Why do they persist? Are they the result of urban sprawl, of global warming, of the maleficence of the Santa Ana winds? Of course, yes, but also of deeper and much more insidious causes that can’t be easily or quickly mitigated, much less

AŞIK TARZI HALK EDEBİYATI - ppt indir

AŞIK TARZI HALK EDEBİYATI - ppt indir : Aşıklar genellikle okur yazar değillerdir. Aşıklar, köy, kasaba, şehir ve asker ocaklarında yetişir. Konu,“genellikle doğal güzellikler, aşk, sosyal olaylar, ayrılık, özlem, ölüm, yoksulluk vb.” Hece ölçüsünün 7,8,11’li kalıpları çok kullanılmıştır. Daha çok yarım kafiye kullanılmıştır. Cinaslara yer verilmiştir.

İBRÂHİM HAMDİ ATLAS

İSLAM ANSİKLOPEDİSİ İbrâhim Hamdi’nin şöhreti Atlas adlı coğrafya kitabından gelir. İki cilt olarak telif edilen eserin sadece II. cildi bugün elde mevcuttur . İlk cildi ve dolayısıyla dîbâcesi olmadığından eserin ismi de bir süre meçhul kalmıştır. Karaçon İmre tarafından “coğrafyaya dair bir kitap” şeklinde bahsedilen eserin adının Atlas olduğunu ilk defa, muhtemelen kitabın tamamını görmüş olan Bursalı Mehmed Tâhir kaydetmiştir. Nitekim eser üzerinde ilk çalışmayı yapan Talat Mümtaz Yaman da kullandığı nüshanın iç kapağında, daha sonra yazıldığı anlaşılan “Atlas-ı İbrâhim Hamdi Efendi, 1163” kaydının bulunduğunu belirtmektedir. Atlas’ın telif tarihi için farklı görüşler ileri sürülmüştür. Talat Mümtaz Yaman’ın kullandığı nüshada müellif çeşitli yerlerde eserinin yazım tarihini vermekteyse de bu tarih (8 Şubat, 3 Mart 1750), (26 Ekim 1750) şeklinde farklılıklar arzetmektedir. Yaman da I. cildi üzerinde yaptığı tesbitlere dayanarak Atlas’ın (1729-1749) yılları arasında yazılmış o

Sahillioğlu, Maden Hareketleri

  İlk Osmanlı altın parası sultânî (1479). Devletin resmi parası akçe , ödemeler akçeyle yapılıyor.  Ancak yabancı altın ve gümüş paralar da tedavülde. (s. 3)   Rumeli’deki fetihlerle ele geçirilen maden yatakları 17. Yy. Başlarına kadar işletiliyor. (17.  Yüzyılın büyük bölümünde üretime ara veriliyor anlaşılan) 18. Yüzyılda yeniden açılıyorlar /üretime  geçiriliyorlar. (s. 4)  Flori , Venedik dükası , dinar , hasene ( hasenei sultânî ) hepsi altın para/sikke. (4) 1481 yılı  itibarıyla hazinedeki paraların % 30’u altın para (-lardan müteşekkil). (Hazinedeki altın paraların)  dağılımı şöyle: Efrenciye ( düka , Venedik dükası) % 69.31, Eşrefiye (Memluk parası) % 14, 73, Sultânî (Osmanlı parası) % 4.11, Engürüsiyye (Macar parası) gayet az. Efrenciye ( düka , Venedik dukası) ve  Sultâniye ’nin tedavüldeki değerleri hemen hemen aynı. (s. 6)  Pâre eski Mısır ve Suriye’de Memluklüler tarafından kullanılmaktaymış. Pâre Frarsça bir  kelime/ad. (Osmanlı İmparatorluğunda) akçeden sonra pâre kull

PARA

  Sözlükte “parça, gümüş parçası” anlamındaki Farsça   pâre den gelen kelime genel olarak bütün ödeme araçlarını ifade eden bir genişlik kazanmıştır. Araplar, Bizans’ın altın parası olan dinarı hem İslâmiyet öncesinde hem de sonrasında kullandılar. Dinar, Hıristiyanlık sembollerinden kademeli şekilde arındırılarak müslümanlarca bir müddet daha basıldı. İlk İslâm dinarı, para sistemini esaslı biçimde düzenleyen Emevî Halifesi Abdülmelik b. Mervân zamanında 77 (696) yılında çıkarıldı. Dinarın yanında İran’ın gümüş dirhemleri de bir süre kullanıldı. Sâsânî dirhemleri Hz. Ömer döneminde basıldı ve üzerlerindeki İslâm dışı motifler yerlerini yavaş yavaş İslâmî simge ve ibarelere bıraktı. İlk İslâm dirhemini altın ve bakır sikkede olduğu gibi Abdülmelik b. Mervân çıkardı. Fethettikleri yerlerde kullanılan altın ve gümüş sikkeleri tedavül ettirmede bir sakınca görmeyen müslümanlar, Bizans’tan aldıkları yerlerde tedavülde olan ve “fels” denilen bakır paraları kullanmadılar; onun yerine Bizans